İslam'da Devlet Mefhumu

İslam'da Devlet Mefhumu

Bir kavram olarak devletten bahsettiğimizde aklıma 1980'lerin ortasında popüler olan "Sultan Süleyman"[1] isimli şarkı gelir. Baştan sona dinlediğimizde doğru düzgün bir anlam veremediğimiz, kopuk cümlelerden oluşmuş gibi gelen bu şarkının nakarat bölümü ise İslam kültürüne hiçte yabancı değildir;

Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz
Dünya ne sana ne de bana kalmaz
Sultan Süleyman’a kalmadı
Böyle hiçbir kitap yazmaz

Sultan Süleyman dendiğinde Türkiye'de her ne kadar "Kanuni Sultan Süleyman" anlaşılsa da kendilerini Dünyanın sahibi kabul eden Yahudilere göre Sultan Süleyman; İngilizcede "Wise King Solomon / Bilge Kral Süleyman", eski İbranicede ise Shlomo (Şlomo) olarak adlandırılmaktadır. Davut Aleyhisselamın oğlu olan Süleyman Aleyhisselam'ın İsrailoğullarına peygamber olarak gönderildiği Kur'an-ı kerimde bildirilmesine rağmen Yahudiler tarafından kral olarak kabul edilmekte ve Yahudi kaynakları ve dolayısıyla batılı kaynaklarda Yahudi Kralı olarak kabul görmektedir.
Bir hadisi şerifte[2] de zikredildiği gibi dünyaya hakim olan 4 kişiden biri olan Süleyman (as) belki de bu özelliği sebebiyle peygamber olmasının yanı sıra hükümdarlığı ile ön plana çıkmıştır.
Süleyman aleyhisselamın dokuz çeşit mucizesi[3] vardı. Bunlar:
1.     Sebe’ sûresi on ikinci ayetinde bildirildiği üzere, rüzgârlar emri altındaydı.
2.     Süleyman aleyhisselam denizi geçmek istediği zaman, suyu çekilerek yol açılır, geçtikten sonra yine kapanırdı.
3.     Âyet-i kerîmede bildirildiği üzere, bütün cinniler emrindeydi. Ne zaman istese, kendisine, büyük büyük köşkler, sûretler, çanaklar, sabit çömlekler, tencereler yaparlardı.
4.     Süleyman aleyhisselamın bir mührü vardı. Üzerinde ism-i âzam duası yazılıydı. O dua ile her isteği kolay olurdu.
5.     Karıncalara varıncaya kadar her hayvanın sesini işitir, dillerini anlardı.
6.     Nereye gitmek istese, rüzgâr emrinde olduğundan, kürsüsünü kaldırır, kürsüsünü beraberinde götürürdü.
7.     Cinniler vasıtasıyla denizlerdeki incileri, cevherleri yerde bulunan defineleri bilirdi. Kendine Allahü Teâlâ tarafından bildirilmeyen bir şey yoktu.
8.     Neml Vadisinde, maiyetiyle beraber bir dağ üzerine konup, kaldığı esnada o dağın yeşillik, çimenlik olması için, mübarek ellerine bir miktar su alıp, avucuyla o dağa serpti. Derhâl dağın üzeri çayırlık çimenlik oluverdi.
9.     Süleyman aleyhisselam bir yere gittiği vakit, beraberinde duvarlar da giderdi.
Batılı kaynaklara göz atıldığında Süleyman (as)'ın yüzüğünden (mührü), sarayından ve tahtından bahsedildiği görülmektedir.

Devlet Kavramı

Hakimiyet denince, hele Süleyman (as) gibi dünya hakimiyeti söz konusu olunca karşımıza devlet kavramı çıkmaktadır.
Aristoteles sırasıyla aile, köy, şehir ya da devlet gibi birliklerin oluşumuyla toplum ve devletin meydana geldiğini ifade etmektedir. Aristoteles’e göre devlet, yalnızca, aynı yerde yaşayan ve üyelerini kötülükten alıkoyan, mal ve hizmetlerinin değiş tokuşunu sağlayan bir topluluk diye tanımlanamaz. Besbelli, bir devlet olacaksa bütün bunlar olmalıdır. Bununla birlikte devlet herkesin, aileleri ve akrabaları içinde iyi yaşamaları, yani tam ve doyurucu bir yaşam sürmelerini olanaklı kılabilmek içindir.
Platon Devlet isimli kitabında "biz devletimizi, bütün topluma birden mutluluk sağlasın diye kuruyoruz. Yoksa bir sınıf, ötekilerden daha mutlu olsun diye değil" demektedir.
Niccolo Machiavelli (1469-1527) Hükümdar (Il Principe[4]) (1513) isimli eserinin ilk cümlesinde;
"Tutti gli stati, tutti e' dominii che hanno avuto e hanno imperio sopra gli uomini, sono stati e sono o republiche o principati" (Cümlenin İtalyanca aslı)
"All states, all powers, that have held and hold rule over men have been and are either republics or principalities" (İngilizce tercümesi)
 "İnsanlar üzerinde emretme yetkisine sahip olmuş ve olan bütün devletler ve güçler, ya cumhuriyettir, ya da krallıktır" demektedir.
İslam'ın beş temel hedefi Can, Din, Akıl, Nesil, Mal Emniyetini sağlamaktır. Bu beş temel hedef kısaca Makasıdüş-şeria (Dinin Gayesi) olarak isimlendirilmektedir. Tüm helaller ve haramlar bu beş noktadan ortaya çıkmakta ve bu beş ana noktayı güvence altına almayı hedeflemektedir.
Meşhur İslam alimlerinden İbni Abidin siyaseti şu şekilde tarif eder: “Siyaset, halkı dünya ve ahirette kurtulacakları yola irşad etmekle, onların salah ve menfaatlerine çalışmaktır.”  İbni Abidin siyaseti, siyaset-i zalime ve siyaset-i adile olmak üzere iki tür olarak tasnif etmiştir.
Adil Siyaset’i ise şöyle tarif ediyor: “Halkın haklarını, zalimlerin elinden alarak, zulüm, sömürü ve fesadı kaldırarak, halkı en güzel şekilde idare etmeye adil siyaset denir.”
Türk Dil Kurumu devleti "Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık"[5] olarak tanımlamaktadır.
Modern devlet tanımlarına baktığınızda eğer zihniniz yeterince berrak değilse devlet yerine ulus devletlerden oluşan devletçikleri anlayıverirsiniz.
Devleti bu kapsamda tanımlamak istesek; Dünyaya adil siyaseti hakim kılmayı kendine görev bilen, İslam hükümlerine dayalı, coğrafi sınır tanımayan, insanları dinli - dinsiz olmalarına bakmaksızın kuşatarak aynı temel değerlere çağıran, kurumsal bir yapıyı tarif ediyor olmalıyız.
Peygamber Efendimiz (asm), “Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse ona diliyle müdahale etsin. Buna da gücü yetmezse, ona kalben buğz etsin. (Kalben onu reddetsin.) Bu ise îmânî tavrın en zayıf olanıdır”[6] buyurur. Ulemadan bir kısmı eliyle değiştirme işlemi güç kullanımını gerektirdiğini ve bunun devlet otoritesi tarafından yerine getirilebileceğini söylemiştir.
Günümüzde İslam'ın beş temel hedefini emniyet altına almanın tek yolunun devlet gücünden geçtiği inkar edilemez. Müslümanları tek çatı altında toplayan halifeliğin Osmanlı ile birlikte ortadan kalkmasıyla 100 yıla yaklaşan bir süredir tüm dünyada akan Müslüman kanı durmamaktadır. Avrupa devletleri, birlik oluşturup ayakta tutmaya çalışırken, Amerika, Birleşik Devletler olarak dünyaya kafa tutarken, dağılan Sovyetler birliğinin ardından Rusya tekrar birlik oluşturmak için Afganistan, Çeçenistan, Ukrayna'ya saldırıp geri almaya çalışırken; İslam ülkeleri şaşkınlık içinde çevresinde ve içinde olup biten azgınlıkları seyretmekte, Arap baharı ile savrulan ülkeler toparlanmanın yolunu yordamını bulamadıklarından kağıt üzerinde bağımsız ama gerçekte sömürge olmaktadır.

Sonuç

Bugün dünya üzerinde 60 ülkeye bölünmüş bir milyarın üzerindeki Müslümanlar; büyük bir insan kaynağına, doğal ve yer altı zenginliklere ve köklü bir medeniyete sahip iken niçin ortak bir güç olarak tarih sahnesindeki yerini tekrar alamamaktadır.
ASSAM, ortak kültür ve medeniyete sahip bu 60 ülkenin birleşerek tekrar bir süper güç olarak tarih sahnesindeki yerini alması için ortak bir mevzuat oluşturmak, ekonomik işbirliği yöntemlerini incelemek, savunma ve asayişin sağlanması, adaletin tesisi ve ortak dış politika imkanlarını araştırmak üzere fikri çalışmalar yapmak amacıyla faaliyet yürütmektedir.
İrmik, şeker, süt, kap - kacak ve ocak var olduğuna göre en lezzetli helvanın tarifini tespit etmek çok mu zor!


[1] Aksu, Sezen; "Sultan Süleyman", http://www.sezenaksu.net/sezenaksu/muzik/sarki-sozu-sozleri/sultan-suleyman.html , (Erişim Tarihi 27 Nisan 2014)
[2] "Bütün dünyaya hâkim olan dört kişi kimlerdir?", http://www.dinikitablar.com/component/content/article/27-istikamet/3876-butun-dunyaya-hakim-olan-dort-kisi-kimlerdir , (Erişim Tarihi 27 Nisan 2014)
[3] "Süleyman Aleyhisselam", http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3790 , (Erişim Tarihi 27 Nisan 2014)
[4] Machiavelli, Niccolo; "Il Principe",  http://ebooks.adelaide.edu.au/m/machiavelli/niccolo/m149p/chapter1.html , (Erişim Tarihi 27 Nisan 2014)
[5] "devlet", http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts , (Erişim Tarihi 27 Nisan 2014)
[6]Riyazüs Sâlihîn, S 184

Makale ASSAM için yazılmıştır.
http://www.assam.org.tr/tr/konular/ortaklik-mevzuati/islam-da-devlet-mefhumu-27-nisan-2014.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Isgal ve Soykırım – Israil Filistin Savası

Cihat Yaycı Markadır

ASRİKA