IŞİD'in Misyonu


Musul ve çevresini işgali ile gündeme oturan IŞİD Ramazan ayı içerisinde internette DABIQ1 isimli İngilizce bir dergi yayınladı. Dergi görsel yönden oldukça zengin ve yüksek kaliteli fotoğraflar içermenin yanı sıra önemli mesajlar barındırmaktadır.

"Hilafetin Dönüşü / The Return of Khilafah" başlığı bulunan dergi kapağında, Ramazan 1435 / Sayı 1 yazmakta, ortadoğu haritasını arka planda kullanmakta ve üç ana konuya vurgu yapmaktadır; "Irak ve Şam Raporları / Reporting on Iraq and Sham", "Hicretten Hilafete / From Hijrah to Khilafah" ve "İmamet İbrahim'in Milletidir / Imamah is the Millah of Ibrahim"


Dabiq ( دابق ) Halep'in A'zaz bölgesinde küçük bir kasaba olup Kilis'e yaklaşık 20km mesafededir. Türkiye için Dabiq adı her ne kadar yabancı gelse de tarihte Osmanlı - Memlük savaşı olarak anılan ve 1516 yılında Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında yapılan Mercidabık savaşını2 neredeyse her Türk duymuştur.

İçindekiler

Kapakları ile birlikte 50 sayfadan oluşan derginin fihristinde şu konular yer almaktadır;
DABIQ MAGAZINE / DABIK DERGİSİ .........................................3
KHILAFAH DECLARED / HİLAFET İLAN EDİLDİ .....................6
ISLAMIC STATE REPORTS / İSLAM DEVLETİ RAPORLARI...12
IMAMAH IS FROM THE MILLAH OF IBRAHIM / İMAMET İBRAHİMİN MİLLETİNDENDİR ...............................................................................................................20
THE ISLAMIC STATE IN THE WORDS OF THE ENEMY / DÜŞMANIN AÇIKLAMALARINDA İSLAM DEVLETİ .............................................................................32
FEATURE: FROM HIJRAH TO KHILAFAH / SUNUŞ: HİCRETTEN HİLAFETE ..............................................................................................................34
ISLAMIC STATE NEWS / İSLAM DEVLETİ HABERLERİ .......42


Derginin Adı Neden Dabiq?

Hem derginin "Giriş / introduction" bölümünde hem de arka kapağında Sahih-i Müslim'de yer alan bir hadis-i şerif bulunmaktadır.
Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Rumlar A'mâk'a yada Dâbık'a inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Medine'den o gün yeryüzü halkının en iyilerinden bir ordu onların karşısına çıkacaktır”. Askerler saf bağladıkları zaman Rumlar, müslümanlara:
“Bizimle, bizden esir olanlar/alanlar arasını boşaltın. Onlarla savaşalım” diyecekler. müslümanlar da:
“Hayır! Vallahi, sizin ile din kardeşlerimizin arasını boşaltıp açmayız” diye cevap verirler.
Daha sonra Rumlarla savaşırlar ve savaşta müslümanların üçte biri bozguna uğrayıp kaçarlar ki Allah onlara ebediyen tevbe ilham etmez. müslüman ordusunun üçte biri de öldürülür. Bunlar, Allah katında şehitlerin en faziletlisi olacaklardır. Üçte biri ise fethe devam eder. Bunlar ebediyen fitneye maruz kalmazlar. Daha sonra bunlar, İstanbul'u fethederler. Gaziler kılıçlarını zeytin ağaçlarına asmış, ganimetleri kendi aralarında taksim ederken aniden içlerinde şeytan:
“Gerçekten Mesih Deccal aileleriniz içerisinde sizin yerinizi almış” diye seslenir.
“Bu sözler, batıl ve yalan olduğu müslüman askerler yola koyulurlar. Şam'a geldikleri zaman çıkıp savaş için hazırlık yaparlar ve safları düzelttikleri sırada namaz için kamet getirilir. O sırada Meryem oğlu İsa (a.s) iner onların yanına giderek onlara imam olur. Allah'ın düşmanı olan şeytan, onu gördüğü zaman tuzun suda eridiği gibi eriyecektir. Eğer İsa onu serbest bırakmış olsaydı kendi kendine helak oluncaya kadar eriyip gidecekti. Fakat Allah onu kendi eliyle öldürür, süngüsündeki kanını müslümanlara gösterir.”
Giriş sayfasında hadisi şerif alıntılandıktan sonra El Kaidenin 2006'da öldürülen Irak lideri Ebu Mus'ab El Zerkavi'nin bir açıklaması alıntılanmış, Zerkavi şöyle diyor;
Burada Irak'ta bir kıvılcım çaktı, ve Allah'ın izni ile onun ateşi Dabiq'ta haçlı ordularını yakıncaya kadar artmaya devam edecektir. (Ayna Ahlul-Muru'at)
Devam eden son 2 paragraf ise şöyle;
Hadise göre, bölge İstanbul'un, sonra da Roma'nın fethine giden yoldaki savaşlarda tarihsel bir rol oynayacaktır. Halen, Dabiq haçlı destekli sahwat'ın kontrolü altında, hilafet ve onlar arasında savaş cephesine yakındır.
Allah Dabiq'ı sahwah'ın hıyanetinden arındırsın ve bölgede Hilafetin bayrağını yükseltsin. Amin
Sahwat kelime anlamı olarak uyanış demek olup terminolojiye ilk olarak 2005 yılında Irak sünni gruplarının Amerikanın desteği ile El Kaideye karşı organize olduğu hareketi3 tanımlamak için girmiştir. El Kaide Amerika ile işbirliği yapan tüm sünni grupları Sahwat olarak adlandırmaktadır.
Ebu Mus'ab Ez-Zarkavi 11 Eylül 2004'te üç düşmana karşı savaştıklarını bildirmektedir;
Tüm dünya Irak'a karşı şeytan ittifakı oluşturanların, haçı taşıyan Amerika, Yahudi destekli (Barzani ve Talabani yönetimindeki) Peşmergeler, ehli sünnet düşmanları Rafiziler (Şiileri kast ediyor) olduğunu bilmektedir.

IŞİD'in hilafet ilanı ile ilgili El Kaide lideri Eymen El Zevahiri ise halen suskunluğunu korumaya devam ediyor.

IŞİD bu açıklamaları ile kendi tabanına ve dünyaya bu mesajları verirken, perde arkasında ise IŞİD'ın El Kaideden ayrılarak bağlı olduğu üst birimleri devre dışı bırakıp nereye koştuğu konusu halen netlik kazanmış değildir.

Bölgedeki duruma bakıldığında James Jeffrey ile Francis J. Ricciardone'nin Irak'ta bir anket yaptırdığı ve araştırma sonucunda Kürtler'in yüzde 91'inin Türkiye'ye bağlanmak istediği, yüzde 5'inin Barzani'nin kararına saygı duyacağı, yüzde 3'ün kararsız , yüzde 1'in de karşı olduğu sonucu aldıkları iddia edilmektedir.4

Eğer bu iddia doğru ise gittikçe Türkiye'ye yaklaşan Kuzey Irak ile birlikte Musul-Kerkük'teki Türkmenlerin de Türkiye'ye bağlanması kaçınılmaz olacaktır. Hem Kuzey Irak'ı hem de Musul-Kerkük'ü topraklarına katacak bir Türkiye'nin bölgedeki büyümesinin önüne geçmek imkansız hale gelecektir. Petrol fışkıran bölgeyi hepten elden çıkarıp Türkiye'ye kaptırmamanın ve yol yakınken büyüyen Türkiye'nin önünü kesmenin en garantili yolu Türkmenlerin kontrolünden çıkarmaktır. İşte IŞİD tam olarakta bunu yapmaktadır.

Not: 2014 yılında yayınladığım bu inceleme yazısının amacı açıkça belli iken farklı çevreler tarafından kasıtlı şekilde zorlama yorumlarla saptırmalar yapıldığına şahit olmaktayım. İnceleme yazısının tamamını okuduğu ve atıf yapılan kaynakları incelediği halde halen anlamakta zorlananlar için şu sonuç cümlesini ekleyeyim;

Sonuç:
IŞID (DAEŞ / DEAŞ her nasıl isimlendiriyorsanız...)  bir terör örgütüdür. Bu örgütün ana hedefi Türkiye ve Türklerdir. IŞID terör örgütü de esasında FETÖ, PKK, YPG ve diğerleri gibi ABD tarafından kurulmuş ve yönetilen paralı askeri şirketlerdir. 23.12.2020

Melih TANRIVERDİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Isgal ve Soykırım – Israil Filistin Savası

Cihat Yaycı Markadır

ASRİKA