Savunma Sanayi Üretimini Geliştirme Stratejisi
Ülkelerin
savunma sanayilerinin durumu; bağımsızlık durumlarının göstergeleridir.
Savunma sanayisi bağımsız olmayan ülkenin siyasi ve ekonomik
bağımsızlığından söz edilemez.
Bunun önemi; helikopter filosunu
güçlendirmek isteyen Pakistan Lideri Navaz Şerif'e, "Atak" marka askeri
helikopterimizin detaylı tanıtımı[1] yapıldığında
Amerika'nın homurdanması sonrası aslında milli helikopterimizin
motorunun milli olmayıp; İngiliz Rolls Royce ve Amerikan Honeywell
şirketlerinin ortak şirketi olan LHTEC adlı Amerikan firması tarafından
lisanslanmış olduğu ve yine Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi alım
ihalesinin, teknoloji transferi yapma taahhüdü veren Çin'e verilmesine
(NATO Savunma Sistemlerine uyumsuz olduğu gerekçesi ile) ABD'nin karşı
çıkması[2] olayları ile bir kez daha açıkça ortaya çıkmıştır.
Bu ve benzer örnekler yerli savunma sanayinin, ülkelerin bağımsızlıklarının bir numaralı göstergesi olduğunu göstermektedir.
Kârlılık Açısından Savunma Sanayi Yatırımı
Savunma Sanayi bu kadar büyük öneme
sahip iken yerli sanayici niçin bu konuda yatırım yapmaya soğuk bakmakta
ve yatırım yapan firmaların ilk 5 yıl içindeki kapanma oranları diğer
sektörlerde %65[3]
iken niçin savunma sanayinde bu oran daha yüksek olmaktadır. Bunu daha
iyi kavrayabilmek için bazı teknik ayrıntılara göz atarak örnek
üzerinden incelemekte fayda var;
Kütük Demirin fiyatı 500 USD/Ton
civarındadır. Ortalama bir aile tipi otomobilinin fiyatı ise 15.000 USD
civarındadır. Otomobilin 1 ton civarında olduğunu düşünürsek tonu 500
dolar olan demiri işlediğimizde tonu 15.000 dolar olan otomobil
üretilmektedir. Bir ana muharebe tankının fiyatı ise 1,5 milyon dolardan
başlamaktadır. Bir tankın ortalama 50 ton olduğunu düşünürsek; ton
fiyatı 30.000 dolar olmaktadır.
1,5 milyon dolar civarında olan sivil
amaçlı hafif helikopterlerden askeri amaçlı helikopterlere geçtiğinizde
rakamlar 20 milyon dolarların üzerine çıkmaktadır.
Satış fiyatlarının büyüklüğü savunma
sanayi yatırımının kârlılığını beraberinde getirmemektedir. Örnek olarak
Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterindeki Tank sayısı 4000 civarında
iken karayollarındaki araç sayısı milyonlarla ifade edilmektedir.
Envanterdeki ortalama tank yaşının 39 olduğu göz önüne alınırsa Savunma
Sanayi yatırımı açısından vehamet daha belirgin bir şekilde ortaya
çıkmaktadır. Kabaca otomobil üretmek tank üretmekten (yatırımcı
açısından) daha kârlı görünmektedir. Çünkü çok daha kısa vadede kazanç
elde etmek mümkün olacaktır.
Sanayi yatırımcısı için yıllık satış
rakamları üzerinden yapılacak bir değerlendirme neticesinde Savunma
Sanayi Yatırımının ileri teknoloji gerekliliği sebebiyle yüksek vasıflı
iş gücü istihdamı zorunluluğu, Ar-Ge yatırımı ve modern teknolojik
makine parkı gibi sorunlar sebebiyle aşırı yüksek maliyetli olması
Savunma Sanayine yatırımdan sanayici açısından kaçışa sebep olmaktadır.
Dünya devi Savunma Sanayi firmalarına
baktığımızda bu firmaların Savunma Sanayi üretimleri dışında lokomotif
yatırımlara sahip oldukları görülecektir. Bunun başlıca sebebi yukarıda
da kısaca değindiğimiz gibi Savunma Sanayi ürünlerine gelen talebin
dünya üzerindeki Silahlı Kuvvetler sayısı ile sınırlı olması ve bu
alıcıların her yıl düzenli olarak uçak, helikopter, tank, denizaltı,
savaş gemisi almayışlarından kaynaklanmaktadır. Üretici önce kalitesini
ispatlamak ardından da talep oluşmasını beklemek zorunda, talep
oluştuğunda ise diğer üreticilerle rekabet ederek ihaleyi kazanmak
zorundadır. Kazanamayan her firma ise tekrar birkaç yıl boyunca yeni bir
talep oluşmasını beklemek durumundadır.
Bu zorlu şartlar savunma sanayicisinin
hem devlet tarafından desteklenmesini hem de alternatif ürünler ile
varlığını sürdürecek finansman oluşturmasını gerektirmektedir.
Devletin savunma sanayini desteklemesi
gerekliliğini başka bir makalenin konusu olarak bırakalım ve
yatırımcıların savunma sanayi yatırımı konusunda atması gerekli hayati
adımlara bir göz atalım.
Ana Savunma Sanayi Ürünleri mi? Yan Sanayi mi?
Savunma sanayi yatırımının kazanç
getirir duruma gelmesi bu kadar uzun zamana ihtiyaç duyuyor ve
devletlerin siyasi yapıları gibi pek çok faktör de konuya etki ediyorsa
sanayici açısından savunma sanayi üretimine yatırım yapmak makul ve
mantıklı mıdır?
Eğer doğru politikalar uygulanırsa Evet!
İsterseniz konuya bir de farklı bir açıdan, örnek olarak tank parçası
üretimi konusundan bakalım.
Otomobil alırken baktığımız özelliklerin
başında aracın motor gücü ve silindir hacmi gelmektedir. Motor gücünün
yüksek, silindir hacminin düşük olmasını ve yakıt sarfiyatının en alt
düzeyde olmasını isteriz. Çünkü silindir hacmi büyüdükçe aracın vergisi
de artmaktadır. Ortalama aile tipi bir otomobil 90 - 100 beygir
gücündedir.
Tankta ise motor gücünden
bahsettiğimizde yalın beygir gücü yerine ton başına düşen motor gücü
önümüze çıkmaktadır. Yeni nesil ana muharebe tankları 1000 beygir
gücündedir. Rakam bu şekliyle yalın halinde çok büyük görünüyor ama bir
tankın ortalama 50 ton ağırlığında olduğunu göz önünde bulundurarak ton
başına hesap yaptığımızda tankın motor gücü,
1000 Beygir / 50 Ton = 20 Beygir/Ton olmaktadır.
Halbuki otomobil motorlarında yaklaşık
100 beygir/ton oranıyla karşılaşmaktayız. Bu günlük hayatta
kullandığımız otomobillerin savaş aracı olan tanktan (ton başına) 4 ila 5
kat daha fazla motor gücüne sahip olduğu anlamına gelmektedir.
Günümüzde 2000 beygir güce sahip tank motor teknolojileri üzerine
çalışılmaktadır ki bu bile çok yetersiz kalmaktadır.
Motor üretim teknolojilerinin
iyileştirilmesi ve üstün performansa sahip yeni teknolojilerin
geliştirmesine, mevcut motorların revizyonu için üstün özellikli yedek
parçalar üretilerek başlanmasında fayda vardır.
Böyle bir yaklaşım sanayicinin
firmasının temelini sağlam atmasını sağlayacaktır. 20 beygir/ton motor
gücüne sahip tanklarda en büyük sorun tankın uzun mesafe kat etmesi
durumunda çok kolay motor arızası vermesidir. Dolayısı ile tankların
motorları otomobillere nazaran çok daha sık ve masraflı bakım ve onarım
işlemleri gerektirmektedir. Çoğu ülkenin tankları depolarda çalışmaz
halde bulunmakta sadece göstermelik miktardaki tank faal tutulmakta,
gösteri ve tatbikatlarda kullanılmaktadır.
Sonuç
Günümüzde Tank, Helikopter, Savaş Uçağı,
Denizaltı, Savaş Gemisi üretebilecek özgün teknolojiye sahip olmak ülke
bağımsızlığı açısından çok önemli bir konudur. Bu teknolojiye yapılacak
yatırımın hayata tutunmasını sağlayacak en önemli unsur ise sanayicinin
devlet eliyle yönlendirilmesinden geçmektedir.
İlgili devlet kurumları sadece
Türkiye'nin değil, tüm dost ve müttefik ülkelerin savunma sanayi
envanterini, kurulu üretim kapasitelerini, yatırımlarını ve kısa, orta,
uzun vadeli silah ve mühimmat ihtiyaçlarını analiz ederek; ülkemizde
ihtiyaç duyulan savunma sanayi üretimini koordine etmeli, diğer yandan
ise örneğin otomobil motor pistonu üreten firmaların birini Amerikan
menşeli askeri araçların pistonlarını üretmeye sevk ederken, diğerini
Rus menşeli araçların yedek parçalarını üretmeye, bir diğerini Alman
menşeli, bir diğerini ise Uzak Doğu menşeli araçların parçalarını
üretmeye sevk etmelidir.
Böylelikle firmalar normal şartlarda
sivil amaçlı yaptıkları üretimlerle hayatiyetlerini devam ettirirken
askeri amaçlı ürünler için Ar-Ge faaliyetlerini finanse etme imkanı
bulacaklardır.
[1]Milli Helikopter Atak'ın Pakistan Başbakanı Sayın Navaz ŞERİF'e Takdimi (18 Eylül 2013), http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/hizli/duyurular/etkinlikler/ziyaretler/Sayfalar/20130918_PkstnBsbknAtakTakdimi.aspx (Erişim tarihi 3 Şubat 2014)
[2]Kerry kaygılarımızı tekrarladı, http://www.trthaber.com/haber/dunya/kerry-kaygilarimizi-tekrarladi-109179.html (Erişim tarihi 3 Şubat 2014)
[3]Şirketlerin ilk 5 yıl 'kâbusu', http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/23431671.asp (Erişim tarihi 19 Nisan 2014)
Makale ASSAM için yazılmıştır
http://www.assam.org.tr/tr/konular/savunma-ve-savunma-sanayi/savunma-sanayi-isbirligi/savunma-sanayi-uretimini-gelistirme-stratejisi-4-mayis-2014.html
Makale ASSAM için yazılmıştır
http://www.assam.org.tr/tr/konular/savunma-ve-savunma-sanayi/savunma-sanayi-isbirligi/savunma-sanayi-uretimini-gelistirme-stratejisi-4-mayis-2014.html
Yorumlar
Yorum Gönder